İranlı bir göçmen olan Behrani'nin hayattaki tek amacı ailesine daha iyi bir yaşam sağlayabilmektir.
Bunun ilk adımının da bir ev satın almak olduğuna inanan adamın dileği sonunda gerçekleşir.
Fakat yeni evi üstünde hak iddia eden biri daha vardır, evin eski sahibi Kathy. Evine, aslında
hiç olmamış olan, vergi borcu yüzünden el konulan ve zorla tahliye edilen genç kadın sonuna kadar
hakkını aramaya kararlıdır.
Oscarlı iki oyuncu Kingsley ve Connelly'yi karşı karşıya izleme şansı yakaladığımız filmde,
birbirinden çok farklı iki kültürün çatışmaları ve Amerikan Rüyası en çok eleştirilen konu.
Hayattan istedikleri birbirinden çok farklı olmayan iki insan, nasıl olur da sırf farklı
kültürlerden oldukları için birbirlerine karşı derin bir öfke duyabilir? Amerika, aslında tüm
rüyaların kabusa dönüşme ihtimali de olan bir ülke midir?
Kendisi de Yahudi bir Rus göçmeni olan Vadim Perelman, Shawn Otto'nun kitabını okuduğu anda
film yapmaya karar verdiğini söylüyor. Göçmenliğin getirdiği sıkıntıları baştan sona yaşamış
olan yönetmen, Sisler Evi'nde aslında biraz da kendi hayatını anlatıyor.