Takvimler Nisan 1915′i gösterdiğinde I. Dünya Savaşının en çetin cephelerinden biri olan Çanakkalede işgalci güçler aylardır sürdürdükleri kuşatmadan hiçbir şey elde edememiş haldedirler. Anzak güçleri daha sonra kendi isimleriyle anılacak olan Anzak Koyunda mağlup edilmişlerdir.
İçinde isimsiz kahramanlar Muhsin ve Hasan kardeşlerin de yer aldığı Hilal-i Ahmer cemiyetine mensup destek birliği zorlu bir yol sonrası cepheye ulaşır. Ne var ki siperlere girdikleri anda savaşın tahmin edemedikleri sert ve acımasız yüzüyle karşılaşırlar. Muhsin oldukça keskin bir nişancıdır ama her gün ölümle buruna burunadırlar. Yüzbaşı İbrahim Adil, Muhsini keskin nişancı olarak görevlendirmiştir ve yüzbaşıdan istediği tek şey kardeşi Hasanın cephe gerisinde görevlendirilmesidir. Muhsin bir başka keskin nişancı olan Şeref ile beraber en ön saflardaki düşman askerlerini avlarken keskin hüneri ve Anzakları tek tek indirmesi de tüm koya adının duyulmasına neden olacaktır. Fakat Anzak kuvvetlerinin başındaki İngiliz Binbaşı Stewardın bu namlı Türk askerine karşı manevrası da gecikmeyecektir.