Altan ve Şükrü , dünyanın en şanssız iki adamı
İki kafadar, Mahmutpaşa piyasasında çıraklıktan yetişmiş mahalle adamıdır. Yıllarca içinde çalıştıkları Mahmutpaşa piyasasından kurtulmak için bir sene önce piyasanın tefecisi Fadıldan 100.000 TL borç alıp şirket kurmuşlardır. Başından beri ucuz Çin malları ithal edip satmaktadırlar. Fakat bir sene boyunca işleri ters gitmiş ve sattıkları her şeyden zarar etmişlerdir. Büyük umutlarla kurdukları bu şirket neredeyse batmak üzeredir. Onları asıl endişelendiren şey, şirketin batması değil, Fadıldan aldıkları borçtur. Bu borcu ödemenin sıkıntısını yaşamaktadırlar.Tam bu sırada yine eski piyasadan saygı gösterdikleri ağabeyleri Mümtaz Bey karşılarına çıkmış ve onları tablet bilgisayar işine sokmuştur. Mümtaz Bey'i tanıdıkları ve güvendikleri için o ne derse onu yapmışlardır. Mümtaz Bey onları Çindeki bir şirket yetkilileriyle tanıştırmış ve onlarla ortaklık kurmalarına yardım etmiştir. Çindeki bu şirketten çok ucuza tablet getirmekte ve burada peynir ekmek gibi satmaktadırlar.Altan ve Şükrü, yeni ve revaçta olan bu tabletlerden kısa sürede çok para kazanacaklarını ve borçlarını temizleyip düze çıkacaklarını zannetmektedir. Altan, günün modasına uyarak sevgilisi Arzunun yardımıyla bir kanalda ürün tanıtımı yapmaktadır. Bu sayede satışlarını çok arttırmışlardır. Aslında madalyonun diğer yüzü oldukça karanlıktır
Mümtaz, doğal gıda şirketinin CEOsu Kürşatla ortak çalışan bir iş adamıdır. Kürşat, Çin ve Uzakdoğudan bir takım GDOlu tohumlar getirtip, genetiği ile oynanmış bu ürünleri Avrupadaki kozmetik firmalarına milyon dolarlara satmaya çalışmaktadır. Altan ve Şükrünün büyük bir üretici sandığı Çindeki şirket, aslında paravan bir şirkettir. Mümtaz onları İstanbula getirtmiş, Altan ve Şükrü ile tanıştırmıştır. Plan çok basittir. GDOlu ürünlerin içinde bulunduğu vakumlanmış paketler Altan ve Şükrünün Çinden getirttiği tabletlerden birinin içine gizlenecek ve burada hiç kimse farkına varmadan bu tablet satın alınıp GDOlu ürünler Avrupalı üreticilere teslim edilecektir. Bu işten Altan ve Şükrünün haberi olmayacaktır. Ofisboy İsmail, Kürşatın adamı Berksan gelmeden GDOlu ürünlerin bulunduğu tableti bilmeden Rızanın sipariş veren kız kardeşine göndermiştir. Berksan tableti almak için ofise gelir, bütün tabletlere tek tek bakar fakat bulamaz. Kürşat ve Mümtazda çok büyük bir panik başlar.Rızanın kız kardeşi tekerlekli sandalye ile yaşamakta ve evden dışarı çıkamamaktadır. Bu tableti de Altanın televizyondaki tanıtımını görüp sipariş etmiştir
Tableti abisine doğum gününde hediye eder. Rıza, yalnız, içe dönük ve obsesif bir mimardır
Kürşatın patronu Bumin Beyin kızı Nazanın evini tasarlamaktadır. Kafasına tabanca dayatılarak zorla Fadılın yamuk ofisini yapmıştır. Bu işten beş kuruş para verilmediğinden Fadıla ihtarname göndermiştir(!) Böylece başına Fadıl gibi bir belayı almıştır. Fadıl, Altan ve Şükrüyü çağırıp onlara verdiği parayı bir hafta içinde istediğini söyler. Altan ve Şükrü panikler. Çabuk ve kolay para kazanıp borçlarını ödeyebilmek için bu tablet işine girmişlerdir ancak hala yeterli parayı toplayamamışlardır.Bu arada birer ikişer tabletlerle ilgili şikayetler de gelmeye başlamıştır. Şikayetçilerden birisi de Rızadır. Altan ve Şükrü, Kürşatın olayından bihaber tabletlerle ve müşterilerle boğuşmaktadırlar. Rıza birkaç defa ofisi arayıp tabletinin arızalı olduğunu ve değiştirmek istediğini söyler ancak kimse ilgilenmez. Fadıl ve Buminin korkusundan evden çıkamayan Rıza bir gece evinde otururken sinirlenip tableti duvara atar, paramparça olan tabletin içinden tohumlar çıkar. Rıza, bunların ne olduğuna bir anlam veremez. Ama bir şeyler döndüğünden emindir. Tabletini yaptırmak için Altan ve Şükrünün ofisine gider. Tüm müşterilerin şikayetleri sebebiyle karışan ofisten Altan Şükrü ve Rıza yan yana kaçarlar. İki kafadar ve Rıza çok tehlikeli bir yolculuğa çıktıklarından habersizdirler ve eğlence başlar