Ölmüş bir insanın ruhu bazen şeytanla öyle içli dışlıdır ki, cennete girmesine izin verilmez. İki dünya arasında sonsuza kadar sıkışıp kalan böyle bir ruh, çaresizlik içinde vücuduna yerleşebileceği yeni bir beden arar. Kimi zaman bunu başarır da
David Goyer, doğaüstü gerilim çalışması The Unbornda iki dünya arasında sıkışıp kalmış ruhların yaşamına ürkütücü bir bakış getiriyor. Filmde bedenine şeytani bir ruhun girmesiyle birlikte kabuslar dünyasına sürüklenen ve sevdiği insanlar için bile tehlike haline gelen genç bir kadının öyküsü anlatılıyor.
Casey Beldon (Odette Yustman) kendisini çocukken terk eden annesinden nefret etmektedir. Ancak açıklanamaz birtakım olaylar meydana gelmeye başlayınca annesinin neden terk ettiğini anlamaya başlar. Sonunda hayaletin uyanık saatlerine de egemen olması üzerine çareyi spiritüel olaylar danışmanı Sendaka (Gary Oldman) başvurmakta bulur.
Sendakın yardımını alan Casey, ailesi üzerindeki lanetin kökeninin Nazi Almanyasına kadar uzandığını keşfeder. Herkese ve her şeye yerleşebilme yeteneğine sahip olan bir yaratık, bedenleri ele geçirdikçe daha da güçlenmektedir. Lanetin ortadan kalkması için tek şansı, dünyamızın ötesinde henüz doğmamış birisi tarafından açılmış olan bir giriş kapısını kapatmaktır.