Filmistik

İNGİLTERE'nin EN İYİ 20 ROMANI
BBC Kültür sitesi, dünyanın farklı ülkelerinden 82 edebiyat eleştirmeni ile görüşerek İngiltere'nin en iyi romanları konusunda düşüncelerini sordu.

Eleştirmenlerin en çok beğendikleri 10 roman listesi değerlendirmeye alınıp ilk 20'ye giren romanlar belirlendi.

İşte yabancıların gözüyle İngiltere'nin en iyi 20 romanı...

20. İkna (Persuasion, Jane Austen, 1817)
Jane Austen'in ölümünden sonra yayımlanan bu son romanının kahramanı yaşı ilerlemiş, erdemlerini çevresindeki insanların görmediği, ama sonunda sevdiği erkekle mutlu bir evlilik yapan bir kadın. Kitaptaki keskin zekayı ve duruluğu öven eleştirmenler, ağırlığı ve karmaşıklığının onu 'okunması gereken bir kitap' haline getirdiğini ifade ediyor.

19. Emma (Jane Austen, 1815)
Austen'in hayattayken yayımlanan bu son romanı da onun basiretli ve eğlenceli toplumsal eleştirilerinin mükemmel bir örneğini oluşturur. Romanın kahramanı Emma genç, güzel, zeki ve zengin olmasına rağmen kendisini izdivaç oyunlarının içinde bulur. Ailesinin ve arkadaşlarının yaşamlarına müdahale ederken kendi kusurlarının farkında değildir. Ta ki kendisine aşık olduğunu iddia ettiği üç erkekten birine aşık olup "mükemmel mutluluğu" buluncaya kadar.

18. Günden Kalanlar (The Remains of the Day, Kazuo Ishiguro, 1989)
Ishiguro'nun üçüncü romanı olan bu kitap, 1989'da İngilizce dilinde yazılmış kitaplara verilen Man Booker ödülünü aldı. Kitapta, Lord Darlington'un sadık uşağı Stevens'in İkinci Dünya Savaşı sırasındaki hikayesi anlatılır. Stevens öylesine resmidir ki ilk adını bile öğrenemeyiz. Hatıra ve güncelerine bakarak aslında bir zamanlar evin diğer hizmetlisi Bayan Kenton'dan hoşlanmış olduğunu fark eder. O ise artık evden ayrılmış, evlenmiş, çocuk sahibi bir kadındır. İşverenini değiştirir, Bayan Kenton'u aramaya çıkarken hayatındaki pişmanlıkları ve kaçırdığı fırsatları düşünür.

17. Howards End (EM Forster, 1910)
Eleştirmenler bu romanda Forster'in sadece romanın, edebiyatın amacını değil, bir bütün olarak insanın özlemlerini anlattığını ifade ediyor. Bazıları ise onu insanın var oluşuna dair en özlü pasajlar içeren, aile ve kardeşlik ilişkilerinin karmaşıklığını çok iyi tariff eden bir kitap olarak görüyor.

16. Dalgalar (The Waves, Virginia Woolf, 1931)
Eleştirmenler Woolf'un bu eserini döneminin çok ilerisinde, okyanus kadar heyecan verici ve karmaşık bir roman olarak görüyor. Kitapta altı ses vardır. Bunlar EM Forster, TS Eliot, Lytton Strachey, Mary Hutchinson, Thoby Stephen, Vanessa Ball ve Woolf'un kendisinin sesidir ve günlük yaşamın akışına dair şiirsel pasajlarla iç içe geçer bu sesler.

15. Kefaret (Atonement, Ian McEwan, 2001)
McEwan'ın muhteşem bir kurgusu olan bu eseri 1935'te başlar ve altmış yıla yayılır. Küçük Briony'nin tanık olduğu bir olayla ilgili ifadesinde şüpheleri komşunun oğluna çekmesinin sonuçları ağır olacaktır. Daha sonra savaş yıllarında Dunkirk çıkartmasına ve Londra'nın bombalanmasına tanık oluruz. Briony ise hemşiredir ve kefaret ararken kendisini resme vermiştir. Hikaye evrildikçe onun perspektif değişimini, anlatımdaki sürprizleri, savaşın yıkıcı etkilerini görürüz.

14. Clarissa (Samuel Richardson, 1748)
Romanın kahramanı Clarissa Harlow'un trajedisi dizginsiz aşk hayallerini, kendi elleriyle yıkıma sürüklenişini ve korkunç Robert Lovelace'in tutsağı olmasını içerir. Clarissa, erkeklerin kadınlara çektirdikleri nedeniyle kararan bir kalbin romanıdır ve bazı eleştirmenler, romanın ortaya çıkışını da buna bağlar. Bazılarının da bunu Don Kişot gibi derin, Dostoyevski, Tolstoy ve Flaubert'in hikayeleri kadar acımasız bulduğu bu romanın hak ettiği ilgiyi görmediğinden yakınır.

13. İyi Asker (The Good Soldier, Ford Madox Ford, 1915)
Romanın Amerikalı anlatıcısının "Duyduğum en acıklı hikaye bu" sözleriyle başlar hikaye ve birbirini aldatan eşlerin, boşanmaların, ölümlerin, intihar ve çıldırmaların hikayesi haline gelir. Ford'un bir arkadaşının sözleriyle bu aslında "İngilizce dilinde yazılmış en iyi Fransız romanıdır". Muhteşem anlatım tekniğiyle Ford, karakterlerinin psikolojisine, ahlaki zayıflıklarına ve çağın ıstıraplarına nüfuz eder. Onun kurduğu açmazlar tüm romancılar için örnek teşkil eder.

12. 1984 (George Orwell, 1949)
Akıldan çıkmaz ve etkileyici kelimelerle devlet kontrolünü ve gözetimini anlatan Orwell'in distopyan romanının içeriği bugün de geçerliliğini korumaktadır. Kitapta geçen 'Büyük Birader' ve 'Düşünce Polisi' gibi deyimler kültürel DNA'nın bir parçası haline gelmiştir. Bazı eleştirmenler 1984'ü otoriter rejimin zalimliğini ve kötülüğünü, ideolojinin bulaşıcı sinsiliğini en iyi tanımlayan kitap olarak değerlendirir.

11. Aşk ve Gurur (Pride and Prejudice, Jane Austen, 1813)
Austen'in romanı bildik şu cümleyle başlar: "Zengin ve bekâr her erkeğin mutlaka bir eşe ihtiyacı olduğu dünyaca kabul edilir bir gerçektir.'' Evlenmemiş beş kız kardeşten biri olan Elizabeth Bennett'in zengin ve toprak sahibi Bay Darcy ile ilişkisi anlatılırken diğer kardeşlerin de evlilik umutları, eş seçerkenki tercihleri, sınıf atlama özlemleri ele alınır.

10. Gurur Dünyası (Vanity Fair, William Makepeace Thackeray, 1848)
Bazı eleştirmenler Thackeray'in bu tek eserinin hak ettiği değeri görmediği kanısında. Fakat bu 1847-48 dönemini anlatan ve bazılarınca sıkıcı bulunabilecek uzun roman, İngiliz literatürünün en iyi tasvir edilmiş olumsuz kahramanını içerir. Sınıf, sınıf atlama isteği ve mali kriz konuları etrafında dönen roman günümüz okurlarına yabancı konular gelmeyecektir. Unutulmaz karakterleri, kapsamı, duygulandırma yeteneği bakımında hem gününün hem de tüm zamanların romanı olarak görülür.

9. Frankenstein (Mary Shelley, 1818)
Bilim kurgu ve Gotik korku romanı alanında bu öncü romanın yarattığı 'canavar' iki yüz yıla damgasını vurdu. Frankenstein yazarların hayal dünyasını şekillendirmeye devam ediyor. Biçim ve içerik olarak büyük önem taşıyan bu romanın yazarı Shelley, çığır açan bu kitabı yazmaya başladığında henüz genç bir kızdı.

8. David Copperfield (Charles Dickens, 1850)
Dickens'in David Copperfield romanı çok canlı karakterlere sahiptir. Farklı sınıflardan insanları içerir. Bugün bile günlük yaşantımızda karşılaştığımız bazı insanlar bize bu karakterleri hatırlatır. Bazı zamanlar dünyaya bakışımızda da o karakterleri buluruz.

7. Uğultulu Tepeler (Wuthering Heights, Emily Brontë, 1847)
19. yüzyıl romanlarına özgü ustalıkla yazılmış bu eser psikolojik enerji bakımından da en zenginlerinden biri olarak değerlendirilir. Katmanlı anlatımı, inanılmaz hayal gücü ve bir aşk hikayesinden öte giden, önemli ve gerekli olanı gösteren içeriği ile hayranlık uyandırır. Hikaye geçici arzularımızın 'ebedi temellerini' sergiler.

6. Kasvetli Ev (Bleak House, Charles Dickens, 1853)
Dickens'in bu romanı da birinci tekil şahsın geçmiş zaman anlatımı ile üçüncü tekil şahıs hakkında şimdiki zaman aktarım arasında gidip gelmesi bakımından oldukça özgündür. Bu şekilde romandaki birçok karakterin hikayesi anlatılır. Yazıldığı dönemde pis ve sisli bir kent olan Londra'daki yaşama iyi tanıklık eden bir eser olarak bilinir.

5. Jane Eyre (Charlotte Brontë, 1847)
Bronte'nin 1847'de geçen ve devrimci özellikler taşıyan Gotik aşk hikayesinde, bir genç kadının zengin olma ve kendi istediği şekilde ihtiraslı bir hayat sürme arayışına tanıklık ederiz. Romanın kahramanı öksüz Jane Eyre'in kimliğini bulmaya çalışması, karmaşık ahlaki boyutları olan tercihleri ve duygu durumu ayrıntılı bir şekilde anlatılır. Farklı zamanlarda birkaç kez okumaktan sıkılmayacağınız türden bir romandır.

4. Büyük Umutlar (Great Expectations, Charles Dickens, 1861)
Büyük Umutlar tam anlamıyla mükemmel bir İngiliz romanı olarak görülür. Bazı eleştirmenler Charles Dickens'i gelmiş geçmiş en büyük İngiliz romancısı, Büyük Umutlar'ı ise onun en iyi eseri olarak değerlendirir. Klasik Dickens'te aradığınız her şeyi burada bulabilirsiniz. Sevimli ve kusurlu karakterleriyle, kendi döneminin (hem de günümüzün) politikalarını eleştiren ana hikaye etrafında, dönemin ahlak anlayışını ve kültürünü de eleştiren alt hikayeler yanında bir de aşk hikayesi içeren muhteşem bir anlatım.

3. Mrs Dalloway (Virginia Woolf, 1925)
Virgina Woolf'un dördüncü romanı Mrs Dalloway, insan benliğini oluşturan bilincin derinliklerine inme bakımından büyük bir eser olarak görülür. Time dergisi kitap eleştirmeni Lev Grossman "modern çağda insan olmanın en iyi anlatımı" olarak tanımlıyor bu romanı.

2. Deniz Feneri (To the Lighthouse, Virginia Woolf, 1927)
New York Times gazetesinin kitap eki eleştirmeni Roxana Robinson Woolf'un bu romanını "incelikle yazılmış, güzel, şaşırtıcı derecede zeki ve tümüyle özgün" bir kitap olarak tanımlıyor. Kimi eleştirmenler de onu, her okunduğunda yeni zenginlikleri keşfedilecek bir 'ihtiyatlı modernizmin şaheseri' olarak görüyor. Zaman, özlem, kayıp, sanatsal hırs ve bilinç gibi insan benliğini oluşturan özellikler üzerinde duruyor.

1. Middlemarch (George Eliot, 1874)
Romanın dili, karakterlerin ve ilişkilerin derinlikli anlatımı Eliot'un bu romanını listede ilk sıraya yerleştirdi. Yazar, duygusal ayrıntıları büyük sosyal dönüşümlerle birleştirerek ustaca anlatmakta çok başarılıdır. Wall Street Journal gazetesinden Sam Sacks'a göre Middlemarch "İngilizce dilinde yazılmış gelmiş geçmiş en büyük sosyal ve psikolojik roman"dır. Bazı eleştirmenler de onu büyük karakterlerin, büyük fikir ve ideallerin romanı olarak tanımlar. 1819'da doğan yazarın gerçek adı Mary Ann Evans'tır. O çağda kadın yazarların daha çok romantik eserler kaleme aldığı düşünüldüğü için Evans, eserlerinin ciddiye alınmasını sağlamak amacıyla bir erkek adını mahlası olarak kullanmıştır.

kaynak: BBC